23 Ocak 2010 Cumartesi

patates


Patates (Solanum tuberosum), patlıcangiller (Solanaceae) familyasından yumruları yenen otsu bitki türü. Boyu 70-80 cm’ye varan, beyazımsı-pembemsi çiçekler açan, yumruları hariç zehirli otsu bir bitkidir.



Genel özellikleri

Patates çiçeğiBitkinin toprak altında kalan yumruları “patates” olarak bilinir. Bu yumrular nişasta bakımından zengin olduğundan önemli bir besin maddesidir. Patateste nişastadan başka belli bir oranda protein de bulunur; nişasta %20, protein %12'dir. Besin değeri 90 kaloridir. Bitkinin toprak üst kısımlarında zehirli alkaloidler bulunmasına karşılık yumruları zehirli değildir. Ancak çimlenmiş patateslerde de bu alkoloitler teşekkül ettiğinden zehirlenmelere sebebiyet vermektedir. Patates yumrularında bulunan nişasta taneleri yumurta veya armut şeklinde olup, 70-100 mikron büyüklüğünde tanelerden ibarettir. Patates dış kabuk rengine göre sarı ile kırmızı, etine göre beyaz ve sarı olarak ayrılır. Sarı patates makbuldür. Patates tohumuna milva denir. Özellikle Niğde ilinde yetiştiriciliği yapılir.



Kullanıldığı yerler



Patates çiçeği Şeker hastalarına faydalıdır. Susuzluğu giderir. Mide ve onikiparmak bağırsağı ülserinde yararlıdır. Karaciğer şişliğini de giderir. Bağırsak solucanlarının düşürülmesine yardımcı olur. Damar şişliğinde faydalıdır. Sert bir şey yutulduğu zaman yabancı maddenin vücuda zarar vermeden çıkartılmasını sağlar. Patates yemek basur memesi, yanık ve çıbanların ağrılarını geçirir. Ana vatanı Amerika'dır.


Patates türleri


Patateslerin değişik türleri bulunmaktadır. Bunlardan bazıları şu şekilde sıralanabilir:
Granula, Selma, vs. Almanya'da patatesler, market ya da pazarda satışa sunulurken cinsi ve özellikleri etikette belirtilir. Ayrıca en lezzetli olan bu iki tiptir. Bir tanesinin iç kısmı parlaktır ve hoş bir koku ve tada sahiptir, ayrıca, dağılmadan ve çabuk pişer.


Tarihçe


Patates bitkisiGünümüzde çağdaş botanistler patatesin anavatanının Güney Amerika olduğu konusunda uzlaşmışlardır. Öyle ki patates And dağları'nda yabani türler olarak belirmiş ve buradan Kolombiya ve Venezuela'ya oradan da Şili ve kuzey Arjantin'e gelmiştir. En sonunda tüm türler Peru'da ekilmeye başlamıştır. Patates ekimine dair günümüzdeki tek kanıt yaklaşık 7,000 yıl önce Peru'da gerçekleşmiş olmasıdır.
İlk kez patatesi Avrupa'ya getiren İspanya'lı bir fatih olan Pedro Cieza de León getirmiştir. İsmini Quechua dilinden alan patates, aynı yıllarda İspanya'da ekilmeye başlandı.
Patatesin ekimi 1540'larda Fransa'da başladı. Patatesi 1590'da ilk olarak botanik literatürüne geçiren İsviçreli botanist Gaspard Bauhin'dir.
Bilim adamları patatesten alınabilecek azami lezzet için bir dizi araştırma yaptı.
Nişastası bol potatesler püre ve kızartmalar için uygun bulundu
ABD’nin İdaho Üniversitesi’nden Kerry Huber, sert patatesin nişastasının az olduğu, pişirilince ağızda yumuşak bir tat bıraktığı, bu nedenle bu tür patateslerin salatalarda kullanılabileceği görüşünde.
Nişastası bol patateslerinse fırında pişirilmek, püre ya da kızartma yapmak için uygun olduğunu belirten Huber, “patatesin nasıl piştiğini bilimsel olarak” anlattı.
“Bir patatesi pişirdiğinizde pişirme biçimi ne olursa olsun 2 şey olur” diyen Huber, pişirilirken patates hücrelerinin içindeki nişasta taneciklerinin büyüdüğünü ve pektin bakımından zengin orta kısma baskı yaptığını, ısınınca petkinin şiştiğini söyledi.Kerry Huber, sonuç olarak hücrelerin bulunduğu orta kısmın patladığını ve unsu bir kıvamın oluştuğunu, bunun da lezzetli püre veya patates kızartması için ideal olduğunu ifade etti.Huber, hücrelerin boyunun, pektinin kimyasal yapısının ve şeker miktarının da önemli rol oynadığını belirtirken, Wisconsin Üniversitesi’nden John Bamberg ise “Nişastadan nişastaya fark var” diyerek, “patateste bulunan amiloz ve amilopektin adlı nişasta türlerinin miktarının da çok şey değiştirdiğini vurguladı.Ancak “Bilimin de sınırları var” diyen Huber, “Pişirme olayını abartırsanız, kullanılan patates ne olursa olsun daha az lezzetli bir patatesiniz olur” uyarısında da bulundu.Birleşmiş Milletlerin 2008’i Uluslararası Patates Yılı ilan etmesi, kökeni And Dağları’na dayanan ve 8 bin yıl önce doğada yetiştiği bilinen patates için bilim adamlarının daha çok yorulacağını gösteriyor
1-Bitkilerde depo maddesi olarak meydana getirilen polisakkarittir.
2-Sadece bitkisel hücrelerde bulunan depo polisakkarittir. Bitki hücrelerindeki fotosentez olayı sonucu oluşan glikozlar, lökoplast denilen organellerde nişastaya çevrilirler. Nişasta bitkinin yaprak, gövde içi, kök, yumru ve tohumlarında bulunur. Bitki hücresinin fotosentez yapmadığı (akşamları veya kış aylarında) durumlarda, enerji ihtiyaci nişasta deposundan karşılanır. Nişasta, bitki hücresi içinde glikozlara sindirilerek hücre solunumuna girer.
İnsanda besinlerle alınan nişastanın sindirimi ağır olur ve ince barsakta gerçekleşir.
Tükürük bezinde ve pankrestan salgılanan amilaz enzimi, nişastayı parçalayarak glikoz elde edilmesini sağlar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder